ÖĞRENİM
Bu Dünya’ya geldiğimiz ilk saniyeden itibaren öğrenmeye başladığımızı ve yetişkin olma süreci ile meslek sahibi olana kadar daha yoğun ama ömrümüzün sonuna kadar da hayatı öğrenme sürecimiz bitmiyor.
İlk başta çevremiz ve gördüklerimizden bir şeyler öğrenmeye başlıyoruz, sonra annemizden ve ailemizden öğreniyoruz. Bu sırada sokak ve arkadaşlar yavaş yavaş başlıyor öğretmeye. İlk kez okula giderek öğretmenler ile tanışıyor ve uzunca bir süre temel bilimlerden tarihe, Türkçeden yabancı dile, beden eğitiminden resime ve müziğe kadar hemen her konuda ihtisas yapmış öğretmenler bizim hizmetimizde. Evet özellikle böyle söylüyorum çünkü bu zamanın en değerli varlığı bilgidir.
Bilgi Çağı
Bizler o yaşlarda pek farkında olamıyoruz ama bize bir şeyler öğretmek için çabalayan öğretmenlerimiz bir nevi bize hizmet ediyorlar. Gençler bilebilse yaşlılar yapabilse mottosu esas gerekli olduğu zamanda gerekli kişilerce anlaşılabilse geçen ömrün her dakikası bir anlam taşıyabilirdi. Çoğu zaman hayatın akışına kapılıp zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamıyor insan. Belki de bizi insan yapan en önemli özellik de bu karmaşanın içinde biyolojik ve zihinsel yapımızdır.
Öğretmenlik mesleğinin en zor kısmı damarlarında deli bir kanın aktığı ve geleceği hesap etmeyen gençlere zorla bir şeyler öğretmeye çalışmaktır. Bu işin olmazsa olmazı budur aslında, diğer türlü herkesin birer robot gibi davrandığı bir eğitimin modelinde devamlılığın sağlanması da pek mümkün görünmüyor. Hayat nasıl bir mücadele ise eğitmek de eğitilmek de mücadele ile olur.
Eşdeğerlik
Ülkemizin tüm kurumlarında olduğu gibi milli eğitimde de devamlılık üzerine sorunlarımız var. Dünya’nın diğer gelişmiş ülkeleri ile yarışabilecek bir gelecek bekliyorsak en az onların yaptığı eğitim modelini çocuklarımıza vermek zorundayız. Kendi milli geçmişimiz ve kültürümüz bir tarafa uluslararası bilimsel ve sayısal yeterliliğimizin yapılan yarışmalar neticesinde alt sıralara doğru gittiği görülmektedir.
Başarıya giden yol gözümüzün önündedir ve her yeni yönetim ile bu eksenin değiştirilmesi sistemin bir türlü oturtulamaması kayıp nesiller olarak önümüze gelecektir. Tüm kamu kurumu çalışanları olarak bize verilen imkanlarla elimizden gelenin en iyisini layıkıyla yapacak insanlar yetiştirecek olan da yine bir kamu çalışanı öğretmenlerimizdir.