SOSYAL MEDYA
Sosyal medya dediğimizde aklımıza gelen bir grup aplikasyon değil mi? Bunlar; YouTube, Instagram, Twitter, Facebook, Tiktok, ve benzer diğer bir kaç uygulama. Daha başka popüler olanları da vardır da ben bilmiyorumdur.
Sahte Mi? Gerçek Mi?
Bu uygulamaların en belirgin ve bariz özelliği, özellikle kişisel olmaları. Yani her hesabın başında illaki bir kişi var sonuçta. Popülerlikleri ve kullanıcı sayıları o kadar arttı ki ticari işletmeler, tüzel kişiler ve devlet kurumları bile hesap açtılar. Bir kere herkes istediğini söyleyebiliyor, gösterebiliyor, açıklayabiliyor. Bu durum trol denilen sahte veya görevli hesapların keşfedilmesine yol açtı. İstenilen kişi veya kuruma karşı gerçek olmayan hesaplardan gerçek olmayan suçlamalar, ithamlar ve yalanlar ile sahte bir Dünya oluşturmak mümkündü.
Bu uygulamaları yapanlar bu durumu hesap etmişler miydi bilmiyorum ama ileri ülkelerde özellikle kamu kurumlarının ve devlet organlarının orada yazan bir kaç kişiyi dikkate aldıklarını sanmıyorum. Öyle bile olsa hesap sahibini bulmak ve işlem yapmak o kadar zor olmasa gerek.
Mobil Çağı
Bu mobil uygulamalar internet çağının ikinci kırılma noktası olarak görülebilir. Özellikler kurumların internet sayfaları, gerek bilgilendirme, gerek işlem yapma gerekse satış gibi ticari amaçlarla kullanılıyor iken geldiğimiz dönem içerisinde akıllı telefonlar ile internet sayfasına gerek kalmadan doğrudan uygulama yolu ile işlem yapabilme özelliği geldi. Bir süre önce internet için bilgisayar ve internet servis sağlayıcı hatta telefon şart iken, şimdi sadece telefon tek başına yetiyor. Üstelik mobil! yani nereye gidiyorsanız o da yanınızda.
Son zamanlarda habercilik anlamında da değişimler yaşandı. Haber denince bizim aklımıza önce gazete sonra televizyon gelirdi. İnternette bile haber okumak için malum gazetelerin sayfaları takip edilirdi. Sonra işler değişti, haberler salt gerçek habercilikten şirketleşmeye evrildi ve işin içine çıkarlar girdi. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovma dönemi yaşandı ve gerçeğin peşinde olanlar birer birer işsiz kalmaya başladı. İşte sosyal medya burada devreye girdi ve isteyen herkes kişisel olarak bildiklerini paylaşmaya başladı.
Tek Başına
YouTube izlenme ve takip sayılarına göre ücret de vermeye başlayınca, internet haberciliği ve internet fenomenleri bir bir ortaya çıkmaya başladı. Bir süre sonra görüldü ki haberler kontrol altına alınamıyor. Bilinmesi istenmeyen, gizlilik ve karanlık ortamda rahat olanlar için hurafe ve yalanlar ellerinden kayıp gidecekti.
Özellikle diktatörlük altındaki ülkelerde bir çok internet sayfası ve mobil uygulama bir takım bahanelerle veya gerekçesiz olarak devre dışındadır. Günümüz Dünyasında kişisel olarak paylaşım yapabildiğiniz kadar özgürsünüzdür. Bu bir Dünya gerçeğidir ancak her kim ne paylaşıyor ise uluslararası bir çerçevede hem kendi hem de üçüncü kişilerin haklarını koruyacak bir düzenleme vakti geldi de geçiyor.
