FUKUSHIMA

Japonya’nın Fukushima  nükleer santralde 2011’de meydana gelen büyük deprem ve tsunaminin ardından ciddi nükleer sızıntılar yaşanmıştı. Sonrasında uzun bir süre temizlik ve iyileştirme çalışmaları devam etti. Şu an için, güvenlik ve temizlik önlemleri devam ediyor ve bölge halkı için uzun vadeli etkileri izleniyor. Japonların teknoloji ustaları olması, güvenilir ve etik davranışları biraz güven verse de santralde kullanılan suyun okyanusa salınması çevrecilerden ve bazı ülkelerden tepki çekiyor.

Enerji ihtiyacını karşılaşmanın en riskli yolu nükleer santraller. Gerek Amerika’da gerekse Avrupa’da çok sayıda varlar ve bir çok ülke artık yeni bir santral yapmıyor. Tamam uzun bir süre enerji ihtiyacınızı karşılıyor ama ya getirdiği riskler? Bu riskleri göze almaya, çok büyük yatırım maliyetlerine girmeye ya da yap işlet devret modelini yabancı bir devlete vererek geleceğin enerji ihtiyacını gidermek ne kadar güvenilir.

ENERJİ

Nükleer enerji ancak kontrol altına ve sıfır hata ile kullanıldığında güçlü bir kaynak olabilir, ancak alternatifler de var. Bunlar arasında rüzgar, güneş, hidroelektrik ve biyokütle enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları bulunuyor. Son yıllarda GES projeleri oldukça arttı, akıllı yeşil bina gibi enerji verimliliğini artırmak ve enerjiyi daha verimli kullanmak da önemli bir alternatif olarak hayatımıza girmeye başladı.

Risk mi Getiri mi

Fukushima nükleer santrali Japonya’nın en büyük tesislerinden biri idi. Japonya’da şu anda işletmede olan nükleer santral sayısı 7’dir. Ancak Fukushima felaketi sonrasında bazı santraller kapatıldı veya yeniden değerlendirme sürecine alındı. Japonya’da nükleer enerji politikaları ve santrallerin geleceği konusunda sürekli bir tartışma ve yeniden değerlendirme süreci devam ediyor. Sizin aklınıza da şöyle bir soru gelmiyor mu? Eğer Japonya bile bu teknolojik bilgi ve etik güven endeksinde bir numara olmuş ve zengin bir ulus bile nükleer enerji ile devam edip etmemeyi tartışıyorsa özellikle eski sovvet cumhuriyetleri ve diğer gelişmekte olan ülkeler bu büyük riskleri nasıl kontrol edecekler.

 

HİDROJEN

Gelelim bizim ülkemize, çok değil bir kaç sene önce ilk hızlı trenimizi yapmış ve daha seferler oturmadan ilk tren kazasını bile yaşamış, çalışkan olsak da asla profesyonel olamamış bizlerin hali hazırda devam eden Mersin Akkuyu nükleer santral inşaatı devam ediyor.  İleride olacakları şimdiden siz de az bucuk tahmin ediyorsunuz değil mi?

GOOGLE

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir