REKABET DEDİĞİN
Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış. Türkçe sözlükte bu şekilde tanımı yapılmış rekabetin. Oysa biz nasıl anlaşmışsak rekabeti gitmiş resmi olarak “rekabet kurumunu” bile kurmuşuz. Bu kurumun misyonu kendi cümleleri ile ; ” Kurum olarak misyonumuz; kartelleşmeyi ve tekelleşmeyi engellemek, tüketici faydasını artırmak, piyasa mekanizmasının sağlıklı bir şekilde işlemesine katkı sağlamak, uluslararası rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunmak, giriş engellerini azaltarak yatırım ortamının sağlıklı işlemesini temin etmektir.” Yani kısaca piyasa rekabeti!
Rekabet Demokrasisi
İşte biz burada kalmışız ülke olarak. Sadece ekonomi içerisindeki piyasanın sağlığına ve para hareketlerinin tekelleşmesine dair bir şey değildir REKABET. Hayatının her alanında, insana dair her yerde, aile içerisinde ve hatta vücudumuzda bile olması gereken en önemli realitedir REKABET. Devletin birinci görevi de bunun eşit şartlarda yapılabilmesini sağlamaktır. Anayasanın en önemli maddelerinden biri olması gereken rekabet kelimesi anayasada bir kere bile kullanılmamıştır. Belki de yaşadığımız durumun sonucudur bu sağlıksız ortam.
Siyasi partiler ülkemiz için en iyisini istemede rekabet etseler, bütün belediyeler halka en iyi hizmeti verebilmek için rekabet etseler, spor klüpleri en başarılı olabilmek için rekabet etseler, aile bireyleri kardeşler daha üretken ve faydalı olabilmek adına rekabet etseler, vücut organlarını bile rekabet içerisinde tutabilsek bunun sonucunda sadece başarı çıkar.
ilginizi çekebilir; AKLIMIZI DA TÜKETMEDEN
Yaşanan en kötü örnek sporda gözler önündedir. Yıllarca eşit olmayan bir rekabet sonucu sadece 4 takımın hükmetmeye çalıştığı sistemde dikkat ederseniz artık kimse top yuvarlaktır cümlesini bile kuramıyor. Orantısız güç ve zehirlenme, futbolun oyun taktikleri ve oyuncu becerisinin yerine spor rekabetinin önüne çoktan geçmiştir.
Erksiz Rekabet
İşte bu yüzden eşit rekabet ortamını ülkenin her ortamına yerleştirmez, fırsat ve yarış eşitliğinin kurallarını belirlemez isek, toplumun büyük bir kesimini bu yarışın dışında bırakırız. Yarışın kazananı akıl ve yetenek belirlemelidir ki sürekli yenilik çıksın ve yaratıcılığın önü açılsın. Hayatın her alanında eğitimde, sporda, sağlıkta, ekonomide, bilişimde, yazılımda, teknolojide, çevrede, turizmde ve diğer tüm alanlarda rekabet edebilmenin eşitlik şartlarını anayasamıza ivedilikle eklemeli ve kısa sürede hayata geçirmeliyiz. HAYAT ANCAK EŞİT REKABET İLE GELİŞEBİLİR.