NEREDEN NEREYE SONRA GPS e
Üniversiteye başladığımda inşaat mühendisinin tam olarak ne iş yapacağını ve hayatımı idame ettirecek parayı nasıl kazanacağımı açıkçası çokta fazla bilmiyordum. Yaş ilerledikçe geçmiş zamanları hatırlamak pekte kolay olmuyor ama kişisel bilgisayarımın olmadığını çok iyi hatırlıyorum. Okulda ise sadece ortak kullanımda Windows filan olmayan Commodore 64’lerin filan olduğu zamanlar. Şöyle bir şey hatırlıyorum bir asistan bana Amerika’daki üniversitenin birinden bir kişi ile o zamanlar ilk kez duyduğum internet üzerinden yazılı olarak haberleştiğini söylediğinde şaşırmıştım. Ki bilenler hatırlayacaktır bir mirc, icq ya da benzeri bir program değildi. Sonraları sıra onlara da gelecekti.
Mobil İletişim
Cep telefonu da neymiş, bizler eski çevirmeli telefonlar ile ya da postane ve benzeri kontörlü yerlerden ahizeli telefonlar ile haftada bir filan görüşmeler yapabiliyorduk. Zaman her şeyi çok değişmiş ama biz fark edememiştik. Merdiven çıkarken sadece bulunduğumuz ve bir sonraki basamağa dikkat etmişiz. Oysa ilk basamaklar ile şu an ki basamak arasında çok ciddi farklar var.
Okul bittikten sonra Anadolu’da ilk çalıştığım firma ve o zamanlar birçok yerde ele yapılan beton kullanılırdı. İnşaatın önüne dökülen mıcır, kum ve torba çimentonun teneke su ile karıştırıp gırgır asansör ile taşınmasıyla beton elde edilirdi. Ortada yeterince denetleme de olmadığından kalitesi hakkında nasıl fikir sahibi olunurdu bilmiyorum. Oysa şimdilerde çip ve GPS bağlantısı ile alınan numuneler işaretleniyor. Kırılma zamanı geldiğinde de yine aynı çiplerin okunması ile testleri yapılıyor.
Nereden nereye…
Normal şartlarda otomobil sahibi olmak bir çeşit zenginlik sayılır, şehir haritaları navigasyon gibi şeyler olmadığından bilinmeyen yerler nasıl bulurmuş metal konusu. Sora sora Bağdat bulunur diye bir atasözünün olduğunu da unutmamak gerekir. Oysa şimdi kâğıt harita filan da ortada kalmadı, telefon ekranlardan GPS ile bulunduğumuz nokta, gideceğimiz yer, trafik durumu ve seyahat süresi gibi birçok veri iki parmağımızın ucunda…
Covid-19 pandemisi bize bir şey daha gösterdi ki aslında Dünya sanıldığı kadar büyük değil ve biz insanlar hoyratça tükettik kendi gezegenimizi. Gelişen teknoloji ve GPS sayesinde sağlık bilgilerimizin kayıt edildiği mobil uygulamanın bir ötesi bir şekilde vücuda entegre edilen çiplerin olması yakın bir gelecekte önümüze gelecektir. Geleceğin ne getireceğini daha neler yaşayacağımızı bilmeyiz ama akıllı cihazlar ve yapay zekâ ile birlikte yeni ufuklar bizleri bekler.