MİSKET
Çocukluğumuzda sokakta mahalle arkadaşlarımızla oynadığımız bir çok oyunun şimdilerde adı bile unutuldu. Misket bunlardan sadece birisi ve her bakkalda renkli cam bilyelerden çok fazla sahip olmak her çocuğun istediği birşeydi. Elbette herkesin kendi eline göre istediği boyut çeşitlilikleri vardı ama toprakta oynadığımız bilye oyunlarıyla kazananın bir torba dolusu misketi olurdu. Şimdi bile bir yerlerde görsem almak ve oynamak isteği yaşarım.
En çok hatırladığım herkesin eşit sayıda aynı hizada bir sıra misketi dizip bir kaç metre uzaktan sağ yada sol baştakini hedef seçip tek atışta vurabilirse hepsini aldığı idi. En baştakinden sonrakileri vurursanız vurduğunuzdan sonrakileri alırdınız. Bir de 4 tanesi kare ve 5. si ortada olmak üzere ufak kuyu açıp sırasıyla onların içine misket atarak oynadığımız bir oyun vardı. Bir birinin misketine belli bir mesafeden yapılan atışla oynadığımız oyunu da hatırlıyorum. Bunda da kim rakibinin misketini vurusa onu alırdı. Bir de yere bir alan çizip herkesiz içerisine eşit miktarda bilyesini koyup atma sırasını belirledikten sonra kendi bilyesi ile alanın içerisinden vuruş yaparak kazanma oyunu vardı. Aslında sokaklardan oyunlarla başlıyormuşuz alma verme kazanma olaylarına.
Nesiller Oyunlar
Her devrin kendi güzellikleri ve kendi yaşanmışlıkları bir nesile bile sığmıyor artık. Babalar çocuklarına kendi oyunlarını göstermeye fırsat bulamadan her şey değişiyor. O kadar hızla tüketiyoruz ve bitiriyoruz ki zamanı birilerinin bunları kayıt edecek zamanı bile olmamış anlaşılan. Çelik çomak, beştaş, saklambaç, tıp, çivi yada çakı ile hafif nemli ıslak toprakta oynanan çizgi oyunu gibi değişik oyunlarımız vardı. Ama futbol topuna sahip olup takım kurmak ve iki taşla yaptığımız kaleler arasında dibimiz düşene kadar maç yapmak en zevklisi idi. Okulun olmadığı zamanlarda açlık ve susuzluk aklımıza bile gemezdi çünkü oyun bizi doyururdu. Mahallelerin bir çok yerinde içilebilir çeşmelerden kana kana içer başımızı suya sokardık.
Hiç bir profesyonel destek alamayan ama yetenekli olan pek çok çocuk büyüdükçe ve oynayamamaya başlayınca ortalama bir insana dönüşüp hayat mücadelesine devam ed. Şimdi pek çok mahallede bırakın top oynamayı yürüyecek bile yer bulmak mümkün değil. Sadece parası ile futbol kulüplerinin altyapılarına kayıt yaptıran ailelerin çocuklarının yeteneklerini geliştirebilmelerine muhtaç kalıyoruz. Bazı yetenekler doğuştan gelir, verilen eğitimler fiziksel gelişim, güç ve hızı artırabilir ama yetenek kazandıramaz. Eminim ki aramızda yetenekleri olan ama kendini gösteremeyen pek çok çocuk hala mevcut. Yeter ki onları bulabileceğimiz yerlere bakmasını bilelim onların size gelmesini oturup beklemeden.