OYUN KONSOLU
Oyun konsolu akıllı televizyona sahip olan ve oyun çağını yakalamış bir bireye sahip olan her ev için kaçınılmaz bir ihtiyaç. Özellikle kendi çocukluğunda bu imkana sahip olamamış ama ekonomik bağımsızlığını kazanan ve genç hisseden bir kişi iseniz oyun konsolu sahibi olmak istemeniz oldukça anlaşılabilir.
Bizim zamanımızda en bilindik ve popüler olanı “Atari” markası idi ve sadece “Atari Salonları” adı altında oyun cafeleri vardı. Sega oyunları da çok bilindik ve rekabet içerisinde idi. Bu sektör öyle bir hıza sahipti ki internet cafelerin en önemli müşterileri online oyun oynamak isteyen çocuklardı. Sonraları akıllı telefonlar ile oyunlar avcumuzun içine geliverdi. Oyun cafeleri de popülerliğini yitiriken evrim geçirdi.
Ama “Play Station” ve akıllı televizyon ikilisinin ev konforunda sunduğu keyfiyet hemen hemen her yaşta insanın aklını çelmemesi oldukça zor. Böyle bir ortamda yeni nesil z ve ötesi kuşakların bu oyun konsolu meselesine girmemeleri mümkün mü? Çocukların emzik yerine tablet ve mobil telefon kullandıkları bir çağın içindeyiz. Bir ebeveynin bu tip elektronik akıllı cihazlardan çocuklarını koruması ne kadar mümkün bilemem ama bildiğim bir şey varsa çocukların oyun oynama arzusunun yeme içme ihtiyaçlarının bile önünde olduğu.
Dersimiz Oyun
Bu durumda yapacak tek bir şey var. Eğitim müfredatına her yaşa uygun “oyun” dersi koymak. Her yaşa ve her derse göre oyun haline getirilmiş bilgiler çocukların farkına bile varmadan eğitilmelerini sağlayacak bir oyun zekası. Günümüz teknolojisi sanırım bunu yapmakta pek de zorlanmaz. Hatta bu oyun derslerinin ev ödevleri de evlerinde sürekli oyun oynayan bağımlı çocukların bir düzene girmesini sağlayabilir. Oyun dersi yoğun veri girdisi arasında dikkat toplamak üzere de kullanılabilir. Buradaki en önemli unsur çocukların bunu fark etmemelerini sağlamak. Nasıl beden eğitimi, resim ve müzik gibi dersler var, bilgisayar ve oyun dersi de ilkokuldan başlayarak gerçek bir oyun düzeninde eğitime girmelidir.
Zamanın çocuklarından bir şeyler saklamak yerine kontrollü eğitim süreci ile hem bilgisayar hem de oyun eğilimini dengelemek gerekir. Albert Einstein “Hayal gücü bilgiden önemlidir” diye boşuna dememiş. Oyun oynamak ve oyunun içerisinde olabilecek yeni ufuklar gelecek nesiller için ihtiyacımız olan aklı bize sağlayacaktır.